Kadın çiçek midir? Belki evet belki hayır…Kadın, üstünde çiçeğin yetiştiği toprak olmasın sakın? Sevgiyle sulandığında, rengarenk bir bahçe, sevgisiz bırakıldığında çorak…
Kadın, Havva’dır, Adem’in diğer yarısı. Yani ademin olmazsa olmazı. Edep ifadesinin özdeki manası…
Kadın mı? Hatice’dir. Hani o 40 yaşında, 25 yaşındaki bir “Nur”a yanan… Teklif edilen değil, teklif eden, bütün malını “Canan” için bağışlayan.
Kadın mı? -O güneşte dolaşırken ben gölgede oturamam! diyip, Fahr-i Kainat Efendimiz dini telkin için Mekke sokaklarında dolaşırken, evinin avlusunda “Sevda”sının yolunu gözleyendir. Emekçi ve dağıtan… Kadın; tesellici, tahir, kübra…
Kadın!
Peki ya erkek?
Hz. Hatice’nin vefatından yaklaşık 10 yıl sonraydı. Hz. Hatice’nin kızkardeşi Hâle, oğlunu, gelini Zeynep’i ve torunu Ümame’yi görmek için Medine’ye gelmişti. Peygamber Efendimiz birgün Hz. Aişe’nin odasında iken kapı çalındı ve bir kadın sesi, içeri girmek için izin istedi. Peygamber Efendimiz birden sarardı ve titredi. Bunun sebebini anlayan Hz. Aişe ona sitem etti. Hz. Peygamber’in, Hâle’nin sesinde ablası Hatice’nin sesini duyar gibi olduğunu anlamıştı.
Nitekim Peygamber Efendimiz Hz. Aişe annemizin tahminini doğruladı ve Hâle’nin içeriye girmek için izin isteyiş şeklinin de, sesinin de aynen vefat eden eşi Hz. Hatice gibi olduğunu buyurdu.
Hz. Âişe -Radıyallahu Anhâ- hadisenin devamını şöyle anlatıyor:
– Sanki dünyada Hatice’den başka kadın yok… İhtiyarlıktan ağzının dişleri dökülmüş ve bir zamanlar ölüp gitmiş Kureyşli bir kocakarının nesini anıp duruyorsun? Allah sana onun yerine daha hayırlısını verdi, dedim.
Ve kadın, sırrı kaderinde saklı bir kıskançlık…
Allah Resûlü bunun üzerine:
“- Hayır, Allah Teâlâ bana ondan daha hayırlısını vermedi. Halk bana inanmazken o inandı. Herkes bana yalancı derken o doğru söylediğimi kabul etti. Kimse bana bir şey vermezken o beni malıyla destekledi ve Cenâb-ı Hak bana ondan çocuklar ihsân etti.” “İçimden «Bir daha Hatîce hakkında kötü söz söylemeyeceğim.» dedim.”
Unutmayalım! Kadın, kimi zaman bütün kederlerden yürek limanına sığındığın bir eş, çoğu zaman ayağının altına “Cennet” serilen bir annedir.
Üveys’in kararlılıkla Kainatın Efendisini görme arzusuna karşın, verdiği sözün karşılığıdır kadın! Annesini üzmektense, Efendimizin hasretini yüreğine gömmenin, onu üzdüğü zaman Allah’ı da üzmüş olacağının farkında olmanın karşılığıdır erkek!
Tüm keremkar, kübra ve onurlu kadınlarımızın “Kadınlar Günü” hayırların kapısı olsun!
Fuat Özgen
E-SINIF DEFTERİ, KURSLAR VE RESEN ATAMA
Adapazarı Mutlu Biz Mutlu
DİVAN VE BİZ
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Destansı Yürüyüş, Umudun Zaferi, Birliğin Gücüyle Büyüyen Başarı Hikâyesi
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Re’sen Atama Hangi Aklın Kârı
Yükseköğretimi Dönüştüren Çağrı: Bir Kongrenin Ardından