Eylül ayında başlayan demokrasi şölenimiz; işyeri temsilcisi seçimleri, ilçe temsilcilik seçimleri, şube yönetim kurulu seçimleri ve 21-22 Şubat’ta 5. Olağan Genel Kurulumuz ile tamamlanmış oldu. Camiamız, heyecanın dorukta olduğu altı aylık sürede tam bir demokrasi şöleni yaşadı. Bu süreçte yeni seçilen ve yeniden seçilen bütün arkadaşlarımıza, dört yıllığına seçilmiş oldukları yeni görevlerinde başarılar diliyor; şahısları, sendikamız ve ülkemiz adına hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Seçim süreciyle her bir üyemizin katılımını sağlayan demokratik bir ortam oluştururken, teşkilat olarak, seçilmiş yöneticilerimizin de sorumluluklarını yerine getirmeleri noktasında azami gayret sarf ediyoruz ve bu noktada birbirimize karşı uluslararası sözleşmelerin, yasanın, tüzüğün, yönetmeliklerin dışında sorumluluklarımızın da olduğu bilincindeyiz. Gayemiz, sendikacılığı üyelerimiz, insanımız ve ülkemiz adına en iyi yapan olmaktır. Onun için, yapacağımız sendikacılık ideal, bilen ve ideale zorlayan fakat realiteleri de gören bir sendikacılık olmak zorundadır.
Hakkı ayakta tutmak, doğruyu, iyiyi ortaya koyanlar var olsun diye sıkıntı, baskı ve zorluklarla büyük emekler veren, “kim var” diye seslenildiğinde, sağına, soluna bakmadan “ben varım” diyen binlerce dava arkadaşımızın emeğiyle Türkiye’nin en büyük sendikası olduk. Bu davayı bugünlere getiren “ben varım” diyenlerle bu işi en iyi şekilde yapmak en büyük yükümlülüğümüzdür.
Eğitim-Bir-Sen’in yetkili olmasına, en büyük sivil toplum kuruluşu olmasına, zirveden yeni ufuklara taşınmasına eğitim camiasının ve ülkemizin ihtiyacı vardır. Yarının ışığının sürekliliği için bu olmazsa olmazdır. Eğitim camiasını hepimiz biliyor, tanıyoruz. Bu camianın içinde sendikamıza üye olma potansiyeline sahip yarım milyonu aşkın çalışan bulunmaktadır. Eğitim-Bir-Sen adına üstlendiğimiz sorumluluğun gereğini yerine getirmek hepimizin üzerine borçtur. Bu borcun yerine getirilmesinde gösterilecek küçücük bir ihmal bizleri büyük bir vebalin altında bırakacaktır. Bunun için Eğitim-Bir-Sen’i tüm işyerlerinde yetkili yapmak zorundayız. Vücuda hâkim olmak yetmez, eğer her hücreye Eğitim-Bir-Sen ışığını oksijen misali taşıyamaz, her hücrenin sorunlarıyla ilgilenemezsek, hücrelerden başlayacak hastalıklar tüm vücudu yeniden sarabilecektir. Bu bilinçle çalışmalarımıza daha bir hız vermek, daha çok zaman ayırmak her birimizin görevidir. Bu ideale ulaşmak bizlerin yoğun gayretiyle mümkün olacaktır.
Bizim ilkelerimiz, prensiplerimiz, çalışmalarımız bütün eğitim çalışanlarının saygı duyacağı niteliktedir. Bu saygınlığı sadece eğitim kurumlarına değil, sınırlarımızın ötesine de taşımak yeni dönemde yine biz Eğitim-Bir-Sen’lilerin görevi olacaktır.
Kadınlarımızın yeni dönemde daha aktif olacaklarından eminim. Güçlü kadın örgütlenmesi hafızalarda ham bir hayal olarak kalmayacaktır. Eğitim camiası içerisindeki potansiyelimize ulaşmak, toplumsal dönüşümün nesnesi değil, değişimin öncüsü ve öznesi olan kadınlarımızın kararlı mücadelesi ile mümkün olacaktır. Beşik sallayan ellerin örgütlendiklerinde ve toplumun öznesi olduklarında dünyayı daha yaşanabilir kılacaklarını biliyoruz. Çünkü kadının müdahil olmadığı bir hareketin geleceği yoktur.
Bizim yatırımımız insanadır. Önümüzdeki dönemde gençlik çalışmalarına daha çok ağırlık vereceğimizi söylemiştik. Bunun için teşkilat olarak Genç Memur-Sen’le birlikte daha çok üniversiteli ve liseli gençlerimize ulaşmaya gayret edeceğiz. Donanımlı, birikimli yeni bir nesil ile birlikte geleceğimizi hep birlikte inşa edeceğiz.
Nüfusumuzun yaklaşık yüzde 12’si engellidir ve bu dönem engellilerin istihdamı, kamu hizmetlerine erişimi ve çalışma şartlarıyla ilgili çalışmalara da yoğunlaşacağız.
Özelde eğitim çalışanlarının ve kamu emekçilerinin genelde ise tüm emekçilerin özlük haklarını eşitlik ve adalet temelinde ele alacağız. Geleceği inşa görevi, her bir üyemizin birinci vazifesi olacaktır. Biz biliyoruz ki, geleceğin olumlu yönde yeniden inşası, gelir adaletinin sağlanmasından geçer. Gelir adaletini sağlamanın en sağlıklı yolu da ücrettir.
Yeniden bismillah dediğimiz bir dönemde süreklilik esas olacaktır. Mazeretimiz olmayacağı için keyfiliklere de asla yer olmayacaktır. Hep kararlılık ve kesinlik olacak. Ertelemeci ve sığınmacı anlayışlarla güçlü bir örgütlenme yapısı oluşmayacağı gibi, hak ve özgürlüklerin takipçisi de olunamaz. Anlayışımıza göre, “yarıncılar helaktadır.” Ertelenen işler çürümeyi ve yok olmayı kanıksamaya neden olur. Ertelenen mücadele ve direniş zulmün onanmasıdır. Her teşkilat mensubumuz bilmektedir ki, teşkilat çalışmalarını bir an bile durdurma, dondurma hakkımız yok. Teşkilatlanma işi devamlılık gerektirir.
İnanıyorum ki, birlikteliğimizle yarın, bugünden daha güzel olacaktır. Çaba bizden başarı Allah’tandır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
Emek varsa başarı vardır
Mutfak yangın yeri
Sağımızdaki yalanın gerçeği örtme çabası
Bir vakıf insanı, sendikacı Mithat Sevin
Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkinin değişmeyen adresiyiz
Sendikacılığın hokkabazları
Umudu yeryüzüne aşılamak için daha fazla gayret
Kitabın, davanın, vefanın hakkını veren adam: Erol Battal
Ne rakipsiniz ne de refik
Devlet yalan söylemez!
Destanımıza yeni bir sayfa daha ekledik
Popüler kültürün kutsallarına kurban verilecek hayatlarımız yok
Her başlangıç yeni bir ruh, yeni bir heyecandır
Uluslararası sempozyumumuzun ardından
Sabır, dayanışma, direniş, kararlılık, alın teri...
İlimle yönetemeyen, zulümle yönetir
İyilik örgütlü gücümüzle kazanacak
Gelecek sizinle daha iyi olacak
Truva atı ya da beşinci kol faaliyetleri
Bir halk destanı: 15 Temmuz
Gelecek günler daha güzel olacak
Türkiye Buluşmamızda yapay sınırları aştık
Öze yeni bir yolculuk zamanı
Seçimimiz Kumpasları Bozmalı
Kararlı mücadeleyle güçlü Kazanımlar
Yüreğe Düşen Loğ Taşı
İLKSAN'da Zorunlu Üyelik Dayatmasına Nokta Koyduk
Destanlarımıza destan ekleyen lider kadrolara selam olsun
Adım Adım Yükseköğretim Tazminatı Mücadelemiz
MEB'in 'I am Sorry' Deme Lüksü Yok
Y.U. Sendikacılığı
Yönetmelik Durdurulduğunda Atanmışlar Yürür mü?
Özgür Üniversite ve Örgütlenme
Kariyer Basamakları Bariyer Basamaklarına Döndü
Özür Durumuna Bağlı Yer Değişikliği ve Yargı Kararları
MEB Hatasından Dönmelidir
MEB Mevsimsel Norm Güncellemesinden Vazgeçmelidir
Nerden Baksan Haksızlık Nerden Baksan Tutarsızlık!
MEB’e Acil Reçete
Üniversitelerde Özgürlük ve Özlük için Örgütlenme
Tahriklere Gelmeden Kararlı ve Sabırlı Olacağız
Yeni Bakan Avcı’nın Eğitimde Önceliği Ne Olmalı?
Öğretmenler; Ömer’in, Merhamet ve Adaletini Bekliyor
Resen Atamalarda da 40 Bin Defa Düşünüldü mü?
Yeni Yılda da İnşa Sürecinin Öncüsü Olacağız
Sorun Yaşayanda mı Yaşatanda mı?
Yeni Bir Medeniyetin İnşası ve Öğretmenin Değeri
Bu Kez Yanılmak İstiyoruz!
Toplu Sözleşme Süreci ve Üç Cephede Mücadele Etmek
Hükümet ‘Yunanistan’a Döneriz’ Edebiyatından Vazgeçmelidir
Kesintili Eğitim ve Manipülatif Yaklaşımlar
Anadolu Liselerine Öğretmen Seçimi Sınavına Girilmeli Mi?
Yolun Açık Olsun Yusuf Ziya Özcan Hoca
Ek Ödemede Eğitimcilerin Muadili Kim?
Köklü Değişim İçin Yeni KHK’lara İhtiyaç Var
Değişen Paradigma ve Hak Arama Kültürü
Son Toplu Görüşme’de Konfederasyonumuzun Kazanımları!
Usuls
Garip Bir Dava ve Sonrası…
Danıştay ve İsviçre’de Minareyi Yasaklayan Zihniyet!
18 Kasım Çarşamba Günü Meydanlardayız!
Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçimi
Öğretmenlerin Beklediği Yönetmelik
Hedefe Emin Adımlarla!
Bu Yanlış Uygulamayla Nereye Kadar!
Öğretmenim! Bu Bir İLKSAN Hikayesidir
Kadro Sözü Üzerinden Bir Yıl Geçti
Sürekli Değişen Kurallar Hukuki Güvenceyi Zedeliyor
E-SINIF DEFTERİ, KURSLAR VE RESEN ATAMA
Adapazarı Mutlu Biz Mutlu
DİVAN VE BİZ
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
FİLİSTİN DİRENİŞİ, MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ VE EMPERYALİZMİN ÇÖKÜŞÜ