Afrika’nın Kenya özelinde genel olarak maddi ve fiziki yapısından geçen haftaki köşe yazımda bahsetmiştim. Bu hafta daha çok zihni-fikri yapısıyla ilgili tespit ve düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Afrika’da birçok ülke onlarca yıldır Fransız ya da İngiliz sömürgesi durumundalar. Bundan sebep evsizinden çiftçisine doktorundan ev hanımına herkes İngilizce ya da Fransızca konuşuyor. Bir millet düşünün tarihi kültürel hiçbir birlikteliği, geçmişi olmayan bir ülkenin dilini resmi dil olarak kullansın! Uçsuz bucaksız tarım alanlarına sahip dünyanın tahıl ambarı olabilecek bir potansiyeli var ama yiyecek ekmekleri içecek suları olmayan milyonlarca insan var. Maden yatakları dünyanın en iyisi belki de ama işletenler yerli değil. Sömürgecilerle mücadele etmek kolay değil. Zaten maddi olarak baş etmek mümkün değil. Fikri bir mücadele için de bu bilince sahip insan yetiştirecek bir eğitim sistemi yok. Misyonerlik çalışmaları müthiş bir şekilde devam ediyor. Aslında Afrikalıların Hristiyan ya da başka bir dinden olması sömürgecilerin çok umurunda değil. Rahmetli Erbakan hoca, sizin sabahtan akşama kadar aç gezip oruç tutmanız Amerika’nın umurunda olmaz. İftarda orucunuzu kola ile açıyor musunuz açmıyor musunuz Amerika ona bakar demişti. Durum biraz böyle! Yani insanları zihinsel olarak işgale hazır hale getirmek, isyan edecek, başkaldıracak, mücadele edecek tüm reflekslerini yok etmek temel prensipleri. Afrika’nın 100 yıl önce yüzde 6 olan Hristiyan nüfusu bugün yüzde 60’ları zorluyor. Ailesinden akrabasından memleketinden kopartılan çocuklar yetimhane adı altında sistematik soykırım ile geçmişinden kültüründen tecrit edilip asimile ediliyor. Müslüman bir ailenin çocuğu iken 18 yaşına geldiğinde boynunda haç ile Muhammed adında bir papaz oluveriyor. Günlük 1-2 dolar kazanabilen, çalıdan çamurdan tenekeden evlerde yaşayan insanların 8-10 hanelik köylerinde bile betonarme kiliselerin olduğu köyler hatırı sayılır derecede çok. Yetim kimsesiz sahipsiz çocuklar misyoner dernekler aracılığıyla organ ya da fuhuş mafyasının elinde malzeme olabiliyor. Çete savaşlarında boyu kadar silahlarla ölüme itilen çocukların sayısı az değil. Sömürgecisine itiraz edemeyen kendi kardeşine karşı düşman kesilir ve gücünü ona göstermeye çalışır ..mantığıyla kendi insanına hayatı zehir eden bir anlayış tüm kamu dairelerine yansımış. Polisler ceza yazmak ya da rüşvet almak için fırsat kolluyor. Milletvekilleri bakanlar kendi bölgeleri için ayrılan bütçeleri ayak oyunları ile iç edebiliyor. Bu kadar olumsuzluklara rağmen bizim oralarda ne işimiz var peki? Afrika Ortadoğu Asya Balkanlar Kafkaslar bizim gönül coğrafyamız çünkü. Bizim medeniyetimiz nerede bir mazlum varsa el uzatmıştır. Sadece insani yardım ile sorunları çözemeyiz, fikri ilmi ekonomik kültürel ve diplomatik yardımlarla da destek olmamız lazım. Orta Afrikalı, kendi ülkesinde inşaat mühendisliği okumuş, Kamerun’da yüksek lisans yapmış ve ülkemizde doktora yapan, 7-8 dil bilen bir kardeşimize, ki her zaman takdir etmişimdir o kadar problemin içinde bu akademik başarısına, Fransızlar sizi sömürüyor bunu biliyorsunuz ama neden mücadele etmiyorsunuz ki dediğimde; “Onların şirketleri çok zengin bizim o kadar paramız yok rekabet edemeyiz’’ diye cevap verince anlamıştım ki onların “Hayat, iman ve cihat!” diyen bir liderleri hiç olmamıştı!
Adapazarı Mutlu Biz Mutlu
Sudan İzlenimleri
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Değerler Sendikacılığı
Sokakta karşılık bulan proje keyfi
“Fikirse Fikir Kavgaysa Kavga!”
“Diyarbakır, seni sevmek adamda iz bırakır”
Tefekkür vakti
Misafir öğrencilere yabancı kalmayalım
Evet! Çünkü..
Hiçbirimizin tribünden seyretmeye hakkı yok !
Çocuklar ve serbest zaman
Doğacaktır bize vadedilen günler yakın!
Sosyal medya ve iletişim
Dayak yemeden asla büyüyemezsiniz !
Öfke kontrolü
Söz Ola..
Çocuk eğitimi ve aile üzerine
Çocuk yetiştirmek
Akran Zorbalığı
Ah bu şarkıların gözü kör olsun!
Dünya Çocuk Günü
Bin yıl daha bu gençlik!
İyi bayramlar
Kırık testi!
Meydanlardayız
Artık eski Türkiye yok !
ANLAŞMA !
İyi tatiller
Veyl Olsun..
İnanç ve İdeal
Mehmet Akif Okumaları
1 Mayıs
Aidiyet duygusu
Yetmez mi ?
İfrat - Tefrit
Trollük zor zanaat !
Söylem değil eylem!
Var mısın? Yok musun?
9 Mart sabahı
Namaz kılan köleler olmayacağız !
İnsanlık ölmemiş, ölmemeli!
Eğitim-Bir-Sen 10. Türkiye Buluşması için Antalya’da idik
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil
“Bu hafta sonu Suriye’yi ziyaret ettik”
Nankörlüğümüz!
Öğretmenlere tarihte ilk kez nöbet ücreti geldi.
Kahrolsun reel politik, yaşasın hayal politik!
Geleceğin iyiliksever Türkiye’sini inşa ediyoruz
Mektup
Değerler eğitimi
Savaşta Kadın Olmak-2
Savaşta kadın olmak
Dava dediğin nedir ki?
Mesaj Alındı (mı)
Millete vefa yolunda..
Acil çağrı
Bi Dünya Kadın
Kenya Günlüğü..
Müslümanlık nerede! Bizden geçmiş insanlık bile…
Adap ilim yolculuğu...
Suriyeliler…
Misafir öğrencilere yabancı kalmayalım
Yaşanmasını hiç istemediğimiz zamanlar...
Her eylem yeniden dirilen bir gençlik..
İyilik her zaman her yerde…
"Teşekkürler Ali Yalçın"
Pandemi sürecinde bir Alkış da Öğretmenlere
Sendika Ne İşe Yarıyor ?
Toplu Sözleşmede Memur-Sen: Cesur Bir Karar Makul Bir Talep
Mesele Vitrinde Kalmaksa Doğru Yoldasınız
Mayıs 2019 MEB’in Yeni İş Takvimi ve Sosyal Maliyeti
SÖZ OLA
ÇOCUK EĞİTİM VE AİLE
ÇOCUK YETİŞTİRMEK
Akran Zorbalığı
Ah Bu Şarkıların Gözü Kör Olsun !
Dünya Çocuk Günü
İYİ BAYRAMLAR
kırık testi
Artık Eski Türkiye Yok
Veyl Olsun!
1 Mayıs
Aidiyet Duygusu
Yetmez mi !
İfrat Tefrit
Trollük zor zanaat !
Söylem Değil Eylem ..
9 MART SABAHI
İNSANLIK ÖLMEMİŞ ! ÖLMEMELİ
NAMAZ KILAN KÖLELER OLMAYACAĞIZ
10. TÜRKİYE BULUŞMASI / ANTALYA
ALGI YÖNETİMİ
Millete Vefa Yolunda
Mektup
Davam Eğitim-Bir-Sen
Toplu Sözleşme Kazanımları Hayata Geçiyor
E-SINIF DEFTERİ, KURSLAR VE RESEN ATAMA
Adapazarı Mutlu Biz Mutlu
DİVAN VE BİZ
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Re’sen Atama Hangi Aklın Kârı
İLKSAN: Rakamların Gölgesinde Kaybolan Bir Emanet