DESTANIN ADI: MİLLİ İRADE
MURAT MENGEN
Bizim nesil, kahramanlık hikâyelerini ya kitaplardan okumuş ya da kulaktan dinlemiştir…
Birebir tanıklığı yoktur…
Ta ki 15 Temmuz gecesine kadar…
Artık, bu neslin de gelecek kuşaklara anlatacağı bir kahramanlık hikâyesi var!
Erzurum’da Aziziye Tabyalarını basan Rus kuvvetlerine karşı, eline geçirdiği kazma, kürek neyi varsa hücuma geçen Erzurumlu Nene Hatun misali…
Gaziantep’ de “benim cesedimi çiğnemeden, şehre giremezler” diyerek vatana olan namus borcunu koskoca Fransız ordusuna bir avuç yiğidiyle karşı koyan Şahin Bey misali…
“Çanakkale Geçilmemeli” diyerek düşman bombardımanı altında 276 kiloluk mermiyi sırtlayıp “Ya Allah” deyip namluya süren Seyit Onbaşı misali…
15 Temmuz Cuma gecesi de “Milli İradenin” kahramanlığına şahit oluyorduk…
Gecenin ilerleyen saatleriydi…
Önce kimse bir şey anlamadı…
Her zamankinden farklı bir şeyler oluyordu, ama…
Kimse adını koyamıyordu…
Başbakan “Bu bir kalkışma” diyordu…
Sahi, neydi o kalkışma…
Kime karşı bir kalkışma idi, sebebi neydi, sahibi kimdi…
Derken…
Haberler peş peşe gelmeye başladı…
“Köprüler ele geçirildi”, “Beştepe bombalandı”, “Meclis bombalandı”, “TRT ele geçirildi” …
Ve…
Bizim büyüklerimizden duyduğumuz meşhur başlangıç geldi…
TRT sunucusunun ağzından…
“Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koymuştur”…
İşte…
Şimdi, her şey ayan beyan ortaya çıkmıştı…
Bu bir darbeydi…
Tıpkı 27 Mayıs 1960, 12 Eylül 1980 gibi…
Aynen 12 Mart 1971, 28 Şubat 1997, 27 Nisan 2007 muhtıraları gibi…
Bu milletin bağrından çıkmış, milletin “Peygamber Ocağı” dediği Türk Silahlı Kuvvetler üniforması giymiş bir azınlık, kendi milletine silah doğrultmuştu…
Ama bu sefer olmadı…
Hiçbir şey eskisi gibi değildi…
Gecenin ilerleyen saatlerinde Başkomutanın talimatıyla, hangi siyasi görüşten olursa olsun, hangi etnik yapıya mensup olursa olsun meydanları dolduran yüz binlerce insan, “Darbelere Karşı Omuz Omuza” diye bağırarak İradesine ve seçtiklerine sahip çıkıyordu…
Sanki daha önce defalarca talim yapmış gibi…
Ve…
En önemli cephe…
Valilik…
Hani…
Mustafa Kemal Atatürk’ün, Çanakkale Savaşlarını anlatırken, “Ön siperdekiler birkaç dakika içerisinde şehit olacaklarını biliyorlar… Bilenler Kur’an- Kerim, bilmeyenler dualar okuyorlardı… Hiç birinde en ufak sarsılma, en ufak tereddüt yoktu…” dediği gibi…
Millet ön cephede en ufak tereddüt göstermeden, bilenler Kur’an-ı Kerim bilmeyenler dualarla ilerlediler…
Kısa süre içerisinde Valiliği milletin kendisi teslim almış, kendi iradesine karşı ayaklanan askeri üniformalı eşkıyayı derdest ederek emniyet güçlerine teslim etmişti…
15 Temmuz gecesinin kahramanı…
“MİLLET”…
Son sözü millet söyledi…
Artık, bu ülkede hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…
***
FETÖ terör örgütünün elebaşı Fethullah Gülen yaklaşık yirmi yıldır ABD de yaşadığından bu milletin vesayete karşı verdiği mücadeleyi görmemiş, haşşaşileriyle birlikte daha önce yapılmış olan darbeler gibi dışarıdan destekli bu darbenin gönüllü işbirlikçisi …
Şimdi…
Uyanma vakti…
En küçük inlerine dahi girme vakti…
Bütün devlet kurumlarından, bütün haşşaşileri temizleme vakti…
Vakit vicdan değil, irade vakti…
Unutmamalıyız…
Cumhurbaşkanımızın dediği gibi…
“Acırsan acınacak hale düşersin”
Vesselam….
