İmam-Hatipler
MURAT MENGEN
İMAM HATİPLER MAKALESİ
Son zamanlarda bazı akl-ı evveller türedi…
Bunların çoğu bizim mahallenin kelli ferli, her dönemin adamı olan, kişiler…
Neymiş efendim…
Açılan İmam Hatiplerin sayısı çok fazlaymış; önemli olan nicelik değil nitelikmiş…
Yoksa…
Maazallah devir değişirse…
28 Şubat’ı unutmamalı, imiş…
Ya hu!
İlle de, unutmamak istiyorsan…
Bu mücadelenin asaletini unutma!
İmam ve Hatip Mektepleri’nin ilk olarak 1924 de açıldığını, milletin bütün dayatmalara, darbelere karşı nasıl mücadele verdiğini, kendi sahibi olduğu okullarının oldubittilerle elinden alınmak istenmesine karşın nasıl direndiğini, kapatmaya güçleri yetmediğinde ayak oyunlarına başvurmalarına rağmen milletin nasıl sahip çıktığını unutma!
1947 yılında, Hamdullah Suphi Tanrıöver’ in CHP’nin 7. Büyük kurultayında yaptığı yaptığı konuşmada: “(TBMM deki) bir münakaşadan sonra dışarı çıktığım zaman altı tane Meclis hademesi yanıma geldi, gözleri yaşlı olarak şunları söyledi: ‘Vallahi billahi, altı köyümüzde bir tek imam kaldı. Ölülere nöbet bekletiyoruz. Ondan kalkıp bu köye geliyor ve boyuna köy değiştiriyor. Eğer bize imam ve hatib vermezseniz, ölülerimizi köpek leşi gibi toprağa gömeceğiz.”(CHP Yedinci Kurultay Tutanağı, Ankara 1948,s.457.) diyerek yapılan isyanı unutma!
Celalettin ÖKTEN Hoca’nın İmam Hatip Okulları açılsın diye, Ankara’da verdiği mücadeleyi, daha nicelerinin ödediği bedelleri unutma!
Bu okulların milletin teveccühüne mazhar olduğunu, milletin İmam Hatip okullarını kendi geçmişiyle geleceği arasında bir köprü olarak gördüğünü unutma!
Kendi rızkından keserek, İmam Hatip okullarını nasıl var ettiğini unutma!
Unutma ki!
Bu okulların sayısını, ancak milletin belirleyebileceğini, eğitimin sayısal verilerden ibaret olmadığını hatırlayasın…
Unutma ki!
Gücünü ve sözünü, darbecilerden, statükoculardan yana değil milletten yana kullanasın…
Unutma ki!
Her şeyin makam ve mevkiden ibaret olmadığını, dünya hayatının bir gün biteceğini unutmayasın…
Unutma ki!
Son sözü millet söyler, dinleyesin…
Dinleyesin ki, bilesin…
“Millet kendine karşı savaş açanları, tarihin tozlu sayfalarına gömmüştür…”
