Geçenlerde bir işyerinde sonradan farklı bir sendika mensubu olduğunu öğrendiğim arkadaşla sendika ve sendikacılıkla ilgili sohbet yapma imkânım oldu…
Sohbetin başlarında ülkemizdeki sendikacılık ve Avrupa’ da ki sendikacılık üzerinde başlayan sohbetimiz doğal sohbet ortamında ilerlemeye başladı.
Hatta…
Sohbet halkasına eğitim sendikalarıyla bağlantısı olmayan, esnaf ve diğer misafirlerde katılmaya başladı…
Konu zaman içinde yereldeki sendikacılığın bugünkü algılanışı ve sendikaların yaptıkları çalışmaları değerlendirme noktasına kadar ilerledi…
Arkadaş, genelde “her şey iyide”, diye başlayan bütün cümlelerinin sonuna fakat “üye sayınız” diye ekleme yapması dikkatimi çekti…
Evet…
Sakarya’da görev yapan her iki eğitimcinin teveccüh göstererek üyesi olduğu, büyük bir sendikaya / aileye sahibiz…
Evet…
Eğitimle ilgili olan her konu ve alanda katkı sağlamaya çalışıyor, etkimizi de yetkimizi de, heyecanımızı da şevkimizi de en üste tutmaya çalışıyoruz…
Bu çalışmaların doğal sonucu olarak tabii ki üye sayısı artacak, eğitim çalışanlarımızın ilgisi oluşacaktır…
Lakin asıl gariplik burada değil…
Gariplik…
Yine…
Basında beyanını okuduğum bir konfederasyon başkanının anlamsız ve tutarsız bir şekilde “gözünüzü toprak doyursun, zaten yetkilisiniz, ne yapacaksınız bu kadar üyeyi” dediği gibi, bu arkadaşın da her cümlenin sonunda üye sayısından bahsetmesi, tuhaf bir sendikacılık anlayışını gözler önüne seriyor olması…
Masa başında sendikacılık yapmaktan öte bir anlayışa sahip olmayan ve alanda eğitimcilerin sorunlarıyla ilgili endişe taşımayanların ne beklentisi olabilir ki sendikacılık adına…
Bizim sendikacılık anlayışımızda emeğin kutsallığı vardır…
Hiçbir zaman bu kutsallığın üzerinde ki bir anlayışı kabul etmedik…
Yaptığımız bütün çalışmalarda ve yapacağımız tüm çalışmalarda alın terinin değerini kıymetini bildik / bilmeye de devam edeceğiz…
Ancak…
Bu sohbetten de bir çıkarımda bulunmak gerekir diye düşünüyorum…
Geçmişten yakın bir zamana kadar yetkili olduğunu bildiğimiz bazı sendikaların aslında etkileri sadece oturdukları masalarının alanıymış…
Masalarından bakıyorlarmış eğitime ve eğitim çalışanlarına…
Hani…
Hepimizin çoğu kez kızdığı, Bakanlık bürokratlarının masa başında hazırladıkları yönetmelik ve raporların alan uygulamasında karşılığının olmaması gibi…
Bu beyler de masa başı sendikacılıkla resmi bürokrasinin sivil ayağını oluşturmuş yıllar boyunca…
Bundan dolayı imiş, serzenişleri…
Bilmedikleri veya anlamadıkları ise….
Alanda olmak, eğitim çalışanları ile omuz omuza hak mücadelesinde olmak, milli iradeyi temsil etmek, vesayeti deşifre etmek…
Eğitim Bir Sen’in kuruluş karakteridir
E-SINIF DEFTERİ, KURSLAR VE RESEN ATAMA
OKULLARDA “PSİKOLOJİK BUNALIM 19” PANDEMİSİ
Teşekkürler Cumhurbaşkanım, Teşekkürler Memur Sen
Başkanlık Sistemi- Bürokratik Bakanlıklar - Son Depremler- Coronavirüs Ve Bir Temenni
Elazığ Depremi – İstanbul Sözleşmesi- Ümmet Kardeşliği
Serdivan Hem Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü'nün Neyi Olur?
Eğitim Çalışanlarının Sessiz Çığlığı
MEMUR SEN ve MOTİF KART
BÖL – PARÇALA ve KAPAT
RUHSUZ BÜROKRASİ ve 94 RUHU
BEKLENEN MUŞTU: ÖĞRETMEN MESLEK KANUNU
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
AÇIĞA ALMA ve SORUŞTURMALAR
2016 Eğitime Bakış Ve İzleme Raporu
Aynı Vatan İki Farklı Diyalog
İFSAT DEĞİL, ISLAH EDEN KYK
15 TEMMUZ ve YENİKAPI MUTABAKATI
ÖMER HALİSDEMİR?CE MÜCADELE
GECİKEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR
Sakarya'dan Ümmete Selam
OLİGARŞİK BÜROKRASİ
PARALEL YAPIYLA MÜCADELEDE SİVİL İNSİYATİF
DESTANIN ADI: MİLLİ İRADE
BÜROKRASİDE YENİ MODA: ?O? İSTEDİ
ENSARLIK GÖREVİ
SENDİKACILIK
?MIŞ? LI, ?MUŞ? LU MÜCADELE
ENSARLIK GÖREVİ ARTIK ANADOLU? NUN
O İstedi !
Destanın Adı Milli İrade
BU İHANETE ORTAK OLMAYACAĞIZ!
Ümmetin Gururu IHH
HAFIZLIK PROJESİ
Hedef 5 Bin Üye
İmam-Hatipler
E-SINIF DEFTERİ, KURSLAR VE RESEN ATAMA
Adapazarı Mutlu Biz Mutlu
DİVAN VE BİZ
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
Yükseköğretimde Dönüşüm Zorunlu, Reform Kaçınılmaz