Sakarya'dan Ümmete Selam
MURAT MENGEN
Öğretmenliğe 1999 yılında Muş’un Malazgirt ilçesinde başladım…
Yaklaşık beş yıl görev yaptıktan sonra il dışı tayin döneminde tercih yapacağımda, Sakarya’yı tercih sıralamasında en üst sıralarda yazmıştım…
Daha önce hiç gitmemiş, görmemiştim…
Sakarya, Eskişehir’ de bulunduğum üniversite yıllarımda ki teşkilat çalışmalarında - Milli Gençlik Vakfı – her zaman dikkatimizi çeken şehir olmuştu…
Mayası bir farklıydı, sanki…
Erbakan Hoca’mın özel sevgisine mazhar olmuş, bir şehirdi…
Sakaryalılar grubu, Hoca’nın korumaları, gençlerindeki heyecan…
Tercih sıralamamda etkili olmuştu…
Yaklaşık on bir yıl geçti…
Sakarya beni hiç şaşırtmadı…
15 Temmuz gecesi ve sonrasında…
Meydanda tutulan nöbetin, sınır hattında tutulan nöbet gibi değerli görülmesi…
Annelerin eşleriyle birlikte bebeklerini meydanda uyutması…
Genci, yaşlısı, kadını, erkeği fark etmeksizin sabahlara kadar uyumadan sabahlaması…
Toplumun kılcal damarlarına kadar nüfus etmiş sivil toplum kuruluşlarının dirayet göstermesi…
Bu şehirde siyaset yapan bütün siyasilerin söz konusu vatan olduğunda kenetlenmesi Sakarya’ya yakışan fotoğrafı oluşturdu…
Ancak…
Vazifemiz burada bitmiyor…
Bu hainlerin, ülkemize ve Sakarya’mıza yapmaya çalıştıkları bizim için yeni bir başlangıç, yeni bir sayfa olsun…
Hangi etnik kökenden gelirsek gelelim, hangi inanca sahip olursak olalım…
Hangi siyasi düşünceyi desteklersek, destekleyelim…
Bizim farklılıklarımız, zenginliklerimiz olsun…
Fotoğrafı bozmayalım…
Cumhurbaşkanımızın dediği gibi…?
Bir olalım…
İri olalım…
Diri olalım…
Kardeş olalım…
Hep birlikte Türkiye olalım…
Yeni bir dirilişin, “Yeniden Büyük Türkiye’nin” inşasını hep birlikte oluşturalım…
Dün…
Malazgirt Savaşı’nda Sultan Alpaslan kendi ordusundan on kat fazla olan Bizans ordusuna karşı savaşırken, Sultan Fatih İstanbul’u fethetmek için gemileri karadan yürütürken, Kanuni Sultan Süleyman Avrupa’nın içlerine kadar seferlerde bulunurken…
Bugün ise…
Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Afrika’da, Türkistan’da Müslümanların gözyaşları dinmiyorsa, İslam Coğrafyası’nda masumlardan akan kan arşı inletiyorsa, ümmetin yetimleri sahipsiz kalıyorsa…
Bunları düşünmeden geçirdiğimiz her an…
Bu gidişe “dur” demeden aldığımız her nefes, bize yüktür…
Artık…
Tarihimizin, değerlerimizi yüklediği sorumlulukların farkına varalım…
Erbakan Hoca’nın dediği gibi…
“Biz tarihin en şerefli milletiyiz”…
“Bize ne Amerika’dan, Avrupa’dan”…
